1 Ekim 2011 Cumartesi

Terasta Son Gün

3 sene önce annemin arkadaşı ve 2 kedisinin yaşadığı Heykel’deki evine gitmiştik.Yemekte balık vardı ama ben köfte yiyodum.Kediler sevimliydi ve sahipleriyle aralarında öpücüğe kadar giden manyak bir bağ vardı.Ev kötü döşenmişti,eskiydi ancak mükemmel terası ve kocaman pencereleri vardı bu da annem ve benim o eve hayran olmamıza yetmişti.Bir kere de mangala mı ne gitmiştik,ya da ikisi aynı geceydi pek hatırlamıyorum.Her neyse bu hayranlık olayından aylar sonra annemin arkadaşının İstanbul’a gitmesi gerekti yani evden çıkacaktı.Bu da annemin aklına harika bir fikir getirdi,neden ondan sonra o evde kendisi oturmasındı? Ev sahibiyle konuşuldu,annemin arkadaşı pek sevindi,ne de olsa eski evini istediği zaman görecekti.Parkeler yerlerine yerleştirildi,temizlik yapıldı ve eve yerleşildi.Gelen tüm misafirler bize,evimize ve terasımıza hayran kalıyordu.Yazın allahtan klimalı kışın da allahtan sobalı bir eve sahiptik ne de olsa,ayrıca da süper bi terası vardı.Üç doğumgünü kutladım,ilk laptopumu aldım iki kere de bozdum,bir sürü takı saç bandı fotoğraf getirdim,televizyonunda eurovision izledim,arkadaşlarımı her fırsatta davet ettim,sayamayacağım kadar çok mangal yapıldı,terasta çıplak ayakla yürüdüm,deli gibi tepindim,ilk eurovision dvd’mi aldım sonra bissürü dvd daha aldım(2005,2006,2007 yarıfinal,2009,2010 var bi de 2008 cd var),bir sürü kalem silgi ve kitap getirdim kocaman bi kitaplık var odamda ehe.Evi bi güzel de boyattık,mükemmel oldu ama çıkartma koleksiyonum gitti ühü.

Ve üç sene sonra bugün bu evde son günüm.Bi rafı toparlayayım dedim,Hacer ve Bööş’le yaptığımız kağıt oyunları,kendi kendime çizdiğim ”tasarımlar”,bi kitap bi de Uykusuz,sürüsüne toka,ahı gitmiş vahı da kalmamış bi beyaz oje bi de daha iyi bi durumda olan siyah oje(ahah),annemin küpelerinden biri,annemin halhalı,sevimli bilezikler çıktı.Bir sürü ıvır zıvır da çıktı,attım onları.Bir o kadar ıvır zıvırla dolu oyuncak torbasını da atasım geldi ancak atmadım zira evimizin daimi ziyaretçilerinden biri olan Alpiş(yaş 4) uydunun büyülü çocuk kanallarından hoşlaşmayan ”eski kafalı” bir oyun çocuğuydu.Ona ayıp edemezdim,zaten o oyuncaklar varken bile zor duruyordu.Taşındığımız yer Alpiş’e,azıcık kasıntı olsa da sevdiğim annesine ve üç dostumdan biri olan Sabah’a daha yakın ama terası yok.Kuzinesi var,yine mangal yapılır.Pencereleri kocaman ama SGK binasına bakıyo.Evin hemen yanında kıraathane var,bir de özhan yerine dergi ve gazete bulamayacağım fetullah gülen kokan bir ”alışveriş merkezi”.Evin eski kiracısı olan annemin arkadaşı üzüldü ve kızdı bu duruma,ilk başta ben de üzüldüm ve kızdım galiba hala da üzülüyorum ama Heykel’den Elmasbahçeler’e gidişimizin sebebi büyüktü hatta çok büyüktü;PARA KAZANMAK.Tabu ve Cluedo(böyle mi yazılıyodu lan) junior oyunlarını attım,artık junior değildim Tabu XL ve Monopoly yeterdi,yılbaşı tombalasını atmadım,o bir ekoldü sonuçta.Bu yazıyı yazdıktan sonra da eski defterleri ve sözlükleri atıcam,o ahı gitmiş vahı kalmış(ne çok kullandım bu deyimi he) fotoğraf albümü de gidecek ama fotoğrafları muhafaza etmenin bi yolunu bulucam.Ev yabancıya gitseydi şu an hele fonda Under The Bridge çalarken ağlardım ama dayımlar alıcak eheh.Biz mi çok iyi kullandık evi yoksa ev mi bizi sevdi bilmiyorum ama üç sene akmayan tavan bu sene aktı ahahaha.Ben hala o koca salıncakta sallanabilecek olmama sevinirken Elmasbahçeler Sabunevi sokak’ta bir telaş vardı.Bir ev derlenip toplanıyor,dükkan tarafına kuaför malzemeleri ve tabela geliyor,kocaman süper bir duşakabin alınıyor(öküzhayvanayı usta onu kırıyor),yerden duvara ev komple elden geçiyordu.Bir kere gördüm bu evi,nedense annemin ”eski odandan daha büyük” dediği oda daha küçük geldi gözüme ve çok ta karanlık.Bugün terasa çıkmıcam hoşçakal demek için,belki giyinince çıkarım eheh.Daha duvarımdaki posterleri sökücem,Muratzi(mitaaahzir) gelicek ben bu evde de anılar yaşıycam bu ev de sevimli olcak belki kedi alırız lan.Köpek zor olur orda zaten evle dükkan arasında mutfak kapısı var bi girer müşteriler ciyak ciyak ehehe…

Kıssadan Hisse;Kuaför A 22 yıllık tecrübesini Heykel’den Elmasbahçeler’e taşıdı,Sabunevi Sokak’ta yeni şubemizle hizmetinizdeyiz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1 Ekim 2011 Cumartesi

Terasta Son Gün

3 sene önce annemin arkadaşı ve 2 kedisinin yaşadığı Heykel’deki evine gitmiştik.Yemekte balık vardı ama ben köfte yiyodum.Kediler sevimliydi ve sahipleriyle aralarında öpücüğe kadar giden manyak bir bağ vardı.Ev kötü döşenmişti,eskiydi ancak mükemmel terası ve kocaman pencereleri vardı bu da annem ve benim o eve hayran olmamıza yetmişti.Bir kere de mangala mı ne gitmiştik,ya da ikisi aynı geceydi pek hatırlamıyorum.Her neyse bu hayranlık olayından aylar sonra annemin arkadaşının İstanbul’a gitmesi gerekti yani evden çıkacaktı.Bu da annemin aklına harika bir fikir getirdi,neden ondan sonra o evde kendisi oturmasındı? Ev sahibiyle konuşuldu,annemin arkadaşı pek sevindi,ne de olsa eski evini istediği zaman görecekti.Parkeler yerlerine yerleştirildi,temizlik yapıldı ve eve yerleşildi.Gelen tüm misafirler bize,evimize ve terasımıza hayran kalıyordu.Yazın allahtan klimalı kışın da allahtan sobalı bir eve sahiptik ne de olsa,ayrıca da süper bi terası vardı.Üç doğumgünü kutladım,ilk laptopumu aldım iki kere de bozdum,bir sürü takı saç bandı fotoğraf getirdim,televizyonunda eurovision izledim,arkadaşlarımı her fırsatta davet ettim,sayamayacağım kadar çok mangal yapıldı,terasta çıplak ayakla yürüdüm,deli gibi tepindim,ilk eurovision dvd’mi aldım sonra bissürü dvd daha aldım(2005,2006,2007 yarıfinal,2009,2010 var bi de 2008 cd var),bir sürü kalem silgi ve kitap getirdim kocaman bi kitaplık var odamda ehe.Evi bi güzel de boyattık,mükemmel oldu ama çıkartma koleksiyonum gitti ühü.

Ve üç sene sonra bugün bu evde son günüm.Bi rafı toparlayayım dedim,Hacer ve Bööş’le yaptığımız kağıt oyunları,kendi kendime çizdiğim ”tasarımlar”,bi kitap bi de Uykusuz,sürüsüne toka,ahı gitmiş vahı da kalmamış bi beyaz oje bi de daha iyi bi durumda olan siyah oje(ahah),annemin küpelerinden biri,annemin halhalı,sevimli bilezikler çıktı.Bir sürü ıvır zıvır da çıktı,attım onları.Bir o kadar ıvır zıvırla dolu oyuncak torbasını da atasım geldi ancak atmadım zira evimizin daimi ziyaretçilerinden biri olan Alpiş(yaş 4) uydunun büyülü çocuk kanallarından hoşlaşmayan ”eski kafalı” bir oyun çocuğuydu.Ona ayıp edemezdim,zaten o oyuncaklar varken bile zor duruyordu.Taşındığımız yer Alpiş’e,azıcık kasıntı olsa da sevdiğim annesine ve üç dostumdan biri olan Sabah’a daha yakın ama terası yok.Kuzinesi var,yine mangal yapılır.Pencereleri kocaman ama SGK binasına bakıyo.Evin hemen yanında kıraathane var,bir de özhan yerine dergi ve gazete bulamayacağım fetullah gülen kokan bir ”alışveriş merkezi”.Evin eski kiracısı olan annemin arkadaşı üzüldü ve kızdı bu duruma,ilk başta ben de üzüldüm ve kızdım galiba hala da üzülüyorum ama Heykel’den Elmasbahçeler’e gidişimizin sebebi büyüktü hatta çok büyüktü;PARA KAZANMAK.Tabu ve Cluedo(böyle mi yazılıyodu lan) junior oyunlarını attım,artık junior değildim Tabu XL ve Monopoly yeterdi,yılbaşı tombalasını atmadım,o bir ekoldü sonuçta.Bu yazıyı yazdıktan sonra da eski defterleri ve sözlükleri atıcam,o ahı gitmiş vahı kalmış(ne çok kullandım bu deyimi he) fotoğraf albümü de gidecek ama fotoğrafları muhafaza etmenin bi yolunu bulucam.Ev yabancıya gitseydi şu an hele fonda Under The Bridge çalarken ağlardım ama dayımlar alıcak eheh.Biz mi çok iyi kullandık evi yoksa ev mi bizi sevdi bilmiyorum ama üç sene akmayan tavan bu sene aktı ahahaha.Ben hala o koca salıncakta sallanabilecek olmama sevinirken Elmasbahçeler Sabunevi sokak’ta bir telaş vardı.Bir ev derlenip toplanıyor,dükkan tarafına kuaför malzemeleri ve tabela geliyor,kocaman süper bir duşakabin alınıyor(öküzhayvanayı usta onu kırıyor),yerden duvara ev komple elden geçiyordu.Bir kere gördüm bu evi,nedense annemin ”eski odandan daha büyük” dediği oda daha küçük geldi gözüme ve çok ta karanlık.Bugün terasa çıkmıcam hoşçakal demek için,belki giyinince çıkarım eheh.Daha duvarımdaki posterleri sökücem,Muratzi(mitaaahzir) gelicek ben bu evde de anılar yaşıycam bu ev de sevimli olcak belki kedi alırız lan.Köpek zor olur orda zaten evle dükkan arasında mutfak kapısı var bi girer müşteriler ciyak ciyak ehehe…

Kıssadan Hisse;Kuaför A 22 yıllık tecrübesini Heykel’den Elmasbahçeler’e taşıdı,Sabunevi Sokak’ta yeni şubemizle hizmetinizdeyiz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder