1 Ekim 2011 Cumartesi

Part 2

Hala küfür içerir.
Dört tane saçma sapan rüya gördükten sonra,uyandım.Dün olanlar hala aklımdan gitmiyordu.Nikita,kızıl çocuk,Robert-jan.Herşey tesadüfi bir şekilde üst üste gelmişti.”Yukarıdaki bana oyun oynuyor,” diye düşündüm ve tuvalete yollandım.İçimin acıyacağını bilsem de salona gitmek ve onların sevimli bir şekilde uyumalarını izlemek istiyordum…
-Günaydın Doda.
-Sana da,Niki.
-Dün olanlar seni rahatsız ettiyse üzgünüm…
-Sorun değil.Böyle davranmamam gerekiyordu.
-Bana vurgun olduğunu biliyorum.Bu senin için bir yıkım olmalı.
NE?! Nasıl bilir,tamam ona pek çaktırmamaya çalışmadım ama yine de öğrenmemesi gerekiyordu.
-Eee,kızıl nerede?
-Arsen gitti,o da senden özür dilediğini söyledi.
-Kabul ediyorum.
-Doda,her zaman arkadaşım olacaksın.
Bundan sonra bana diyecek bir laf kalmamıştı.Artık bu kadar,bugün yine o bara gitmeliydim.Dar kotumu,annemin doğumgünümde aldığı o sevimli beyaz bluzu ve siyah ceketimi giydim,siyah-beyaz desenli küpelerimi taktım,makyaj yaptım,çantamı da kapıp en yakın kuaföre gittim.Oradan da okula.
-Dodaaaa,tatlım mükemmel görünüyorsun!Saçına ne yaptın öyle!
-Abartma Anna,sadece kestirdim.
-Hayır,gerçekten sana bir şeyler olmuş!
-Can sıkıntısından kendimi değiştirmeye karar verdim.
-Mükemmel bir karar.
Dersler ve diğerleri…Okul biter bitmez soluğu Nochenka’da aldım.Bunak yine bira içiyordu,aynı zamanda da Robert’le sohbet ediyordu.”İşte kızımız geldi!” dedi ve ona bir şeyler fısıldadıktan sonra gitti.
-Bilginiz olsun,arkamdan konuşulmasından hoşlanmam.
-Arkandan konuşmuyorduk,sadece moruk bana bir tavsiye verdi.
-Hadi ya.
Kafasını ”evet” anlamında salladı ve bana baktı.Bu yeni görüntü karşısında o da şaşırmıştı,en son geldiğimdeki punk halimden eser yoktu.
-Çok güzel olmuşsun,ve farklı.
-Canım sıkıldı,biraz değişiklik yapmak istedim.
-İyi etmişsin.Bira mı?
-Sağol.İçmeye gelmedim.
-Peki.Nasıl gidiyor,şu Nikola’yla.
-Gitmiyor.Oyundışıyım.
-Üzüldüm.Bu durumu kabul etmek zor olmalı.
-Hiç zor olmadı,çünkü beni teselli edeceğini bildiğim biri vardı.
Yanakları kızardı,tüm bu yaşadıklarına rağmen hala aşka dair bir şeyler vardı içinde.
-Bak ne diyeceğim,ben kendim hakkında çok şey anlattım,biraz da sen anlatsan?
”Peki,” dedi ve bir bardak votka aldı.
-13 yaşımda evden kaçtım.Ailemin ve büyüdüğüm yerin bana hiç yardımcı olmayacağını anlamıştım.Rusya’ya gittiğimde babaannemin yanında kalıyor ve bir kafede çalışıyordum ta ki Sosyal Hizmetler beni bulana dek.Ceza olarak toplum görevlisi oldum,devlet babaanneme para ödüyordu ben de yaşlı Anna Poslavska’ya bakıyordum.Çok iyi bir kadındı,eve hiç elim boş dönmedim onun sayesinde.14 yaşıma yeni girdiğimde,Paskalya tatilinde kızı ve ailesi Poslavska’nın yanına geldi,ben de akşama kadar onlarlaydım.Özlediğim aile ortamıydı,onlara çok bağlanmıştım.Onlar gittikten sonra yaşlı Poslavska’dan kızının yanına taşınacağı haberini aldım,artık bana ihtiyacı yoktu ama durumumu bildiğinden bana da onların yanında evin tamir işlerini yapmayı önermişti.O zamanları bilirsin,baya onarılacak şey vardı hahaha.Bir Perşembe,Poslavska uyuyordu ve evde benimle Olga dışında hiç kimse yoktu.Verandada sorun olduğunu söyledi,oraya gidince de kafama ağır bir şeyle vurmuş olmalı.Her neyse,bir anda kendimi Olga’nın yatak odasında kelepçelenmiş halde buldum.Ne kadar bağırsam da Poslavska duymadı.5 hafta boyunca her perşembe aynı kare,bana zarar ve para veriyordu ben de evi geçindiriyordum.Buna daha fazla dayanamadım ve Olga’nın kafasına vazoyla vurup evden kaçtım.
Bir bardak daha aldı ve anlatmaya devam etti.
-Yaşlı Poslavska bi bok anlamadı,ama Olga’nın kocası her şeyi anladı.Bir daha Poslavsk’lara adım atmadım ve burayı buldum.Babanneme hiç bir şey anlatamamıştım ben de şoktan her şeyi bunağa anlattım.Anlayışla karşıladı ve gizlice yanında çalışmaya başladım.Bu sırada Olga kocasına benim onu kandırdığımı anlattığı için memurlar bizi her hafta ziyarete geldiler ve sonunda ”prosedürlere uygun olmadığımız için” burayı yıkma kararı verdiler.Biz de ateşe ateşle karşılık vererek dava açmaya karar verdik.Hakim ikimiz dışında bir şahit istediğinde ise inanılmaz bi şey oldu,Anna Poslavska benim lehime şehitlik yaptı.Gelini onu susturuyormuş meğer.Biraz rüşvetle biraz da şansla davayı kazandık.Olga hapiste,ben de izlerimle buradayım işte.-Aman tanrım.O yaşta bütün bunlarla nasıl başa çıkabildin?
-Sabrettim.Bütün bunların biteceğini ve sonunda benim de mutlu olacağımı düşündüm.
Elimi tuttu.Ne yapacağımı bilemedim,sadece gülümsedim.
-Bir şey içmeyeceğine emin misin?
-Mutluyken içmem.
-Peki.İş bittiğinde evine gelebilir miyim?
-Seve seve.
Bu teklife çok sevinmiştim,bir an herşeyin çok hızlı ilerlediğini düşünsem de sonra bu düşüncemden vazgeçtim çünkü ortada intikam alınması gereken eski bir platonik vardı,melek değildim sonuçta.Kendimi onun siyah saçlarını karıştırırken hayal ettim,gece kesinlikle mükemmel olacaktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

1 Ekim 2011 Cumartesi

Part 2

Hala küfür içerir.
Dört tane saçma sapan rüya gördükten sonra,uyandım.Dün olanlar hala aklımdan gitmiyordu.Nikita,kızıl çocuk,Robert-jan.Herşey tesadüfi bir şekilde üst üste gelmişti.”Yukarıdaki bana oyun oynuyor,” diye düşündüm ve tuvalete yollandım.İçimin acıyacağını bilsem de salona gitmek ve onların sevimli bir şekilde uyumalarını izlemek istiyordum…
-Günaydın Doda.
-Sana da,Niki.
-Dün olanlar seni rahatsız ettiyse üzgünüm…
-Sorun değil.Böyle davranmamam gerekiyordu.
-Bana vurgun olduğunu biliyorum.Bu senin için bir yıkım olmalı.
NE?! Nasıl bilir,tamam ona pek çaktırmamaya çalışmadım ama yine de öğrenmemesi gerekiyordu.
-Eee,kızıl nerede?
-Arsen gitti,o da senden özür dilediğini söyledi.
-Kabul ediyorum.
-Doda,her zaman arkadaşım olacaksın.
Bundan sonra bana diyecek bir laf kalmamıştı.Artık bu kadar,bugün yine o bara gitmeliydim.Dar kotumu,annemin doğumgünümde aldığı o sevimli beyaz bluzu ve siyah ceketimi giydim,siyah-beyaz desenli küpelerimi taktım,makyaj yaptım,çantamı da kapıp en yakın kuaföre gittim.Oradan da okula.
-Dodaaaa,tatlım mükemmel görünüyorsun!Saçına ne yaptın öyle!
-Abartma Anna,sadece kestirdim.
-Hayır,gerçekten sana bir şeyler olmuş!
-Can sıkıntısından kendimi değiştirmeye karar verdim.
-Mükemmel bir karar.
Dersler ve diğerleri…Okul biter bitmez soluğu Nochenka’da aldım.Bunak yine bira içiyordu,aynı zamanda da Robert’le sohbet ediyordu.”İşte kızımız geldi!” dedi ve ona bir şeyler fısıldadıktan sonra gitti.
-Bilginiz olsun,arkamdan konuşulmasından hoşlanmam.
-Arkandan konuşmuyorduk,sadece moruk bana bir tavsiye verdi.
-Hadi ya.
Kafasını ”evet” anlamında salladı ve bana baktı.Bu yeni görüntü karşısında o da şaşırmıştı,en son geldiğimdeki punk halimden eser yoktu.
-Çok güzel olmuşsun,ve farklı.
-Canım sıkıldı,biraz değişiklik yapmak istedim.
-İyi etmişsin.Bira mı?
-Sağol.İçmeye gelmedim.
-Peki.Nasıl gidiyor,şu Nikola’yla.
-Gitmiyor.Oyundışıyım.
-Üzüldüm.Bu durumu kabul etmek zor olmalı.
-Hiç zor olmadı,çünkü beni teselli edeceğini bildiğim biri vardı.
Yanakları kızardı,tüm bu yaşadıklarına rağmen hala aşka dair bir şeyler vardı içinde.
-Bak ne diyeceğim,ben kendim hakkında çok şey anlattım,biraz da sen anlatsan?
”Peki,” dedi ve bir bardak votka aldı.
-13 yaşımda evden kaçtım.Ailemin ve büyüdüğüm yerin bana hiç yardımcı olmayacağını anlamıştım.Rusya’ya gittiğimde babaannemin yanında kalıyor ve bir kafede çalışıyordum ta ki Sosyal Hizmetler beni bulana dek.Ceza olarak toplum görevlisi oldum,devlet babaanneme para ödüyordu ben de yaşlı Anna Poslavska’ya bakıyordum.Çok iyi bir kadındı,eve hiç elim boş dönmedim onun sayesinde.14 yaşıma yeni girdiğimde,Paskalya tatilinde kızı ve ailesi Poslavska’nın yanına geldi,ben de akşama kadar onlarlaydım.Özlediğim aile ortamıydı,onlara çok bağlanmıştım.Onlar gittikten sonra yaşlı Poslavska’dan kızının yanına taşınacağı haberini aldım,artık bana ihtiyacı yoktu ama durumumu bildiğinden bana da onların yanında evin tamir işlerini yapmayı önermişti.O zamanları bilirsin,baya onarılacak şey vardı hahaha.Bir Perşembe,Poslavska uyuyordu ve evde benimle Olga dışında hiç kimse yoktu.Verandada sorun olduğunu söyledi,oraya gidince de kafama ağır bir şeyle vurmuş olmalı.Her neyse,bir anda kendimi Olga’nın yatak odasında kelepçelenmiş halde buldum.Ne kadar bağırsam da Poslavska duymadı.5 hafta boyunca her perşembe aynı kare,bana zarar ve para veriyordu ben de evi geçindiriyordum.Buna daha fazla dayanamadım ve Olga’nın kafasına vazoyla vurup evden kaçtım.
Bir bardak daha aldı ve anlatmaya devam etti.
-Yaşlı Poslavska bi bok anlamadı,ama Olga’nın kocası her şeyi anladı.Bir daha Poslavsk’lara adım atmadım ve burayı buldum.Babanneme hiç bir şey anlatamamıştım ben de şoktan her şeyi bunağa anlattım.Anlayışla karşıladı ve gizlice yanında çalışmaya başladım.Bu sırada Olga kocasına benim onu kandırdığımı anlattığı için memurlar bizi her hafta ziyarete geldiler ve sonunda ”prosedürlere uygun olmadığımız için” burayı yıkma kararı verdiler.Biz de ateşe ateşle karşılık vererek dava açmaya karar verdik.Hakim ikimiz dışında bir şahit istediğinde ise inanılmaz bi şey oldu,Anna Poslavska benim lehime şehitlik yaptı.Gelini onu susturuyormuş meğer.Biraz rüşvetle biraz da şansla davayı kazandık.Olga hapiste,ben de izlerimle buradayım işte.-Aman tanrım.O yaşta bütün bunlarla nasıl başa çıkabildin?
-Sabrettim.Bütün bunların biteceğini ve sonunda benim de mutlu olacağımı düşündüm.
Elimi tuttu.Ne yapacağımı bilemedim,sadece gülümsedim.
-Bir şey içmeyeceğine emin misin?
-Mutluyken içmem.
-Peki.İş bittiğinde evine gelebilir miyim?
-Seve seve.
Bu teklife çok sevinmiştim,bir an herşeyin çok hızlı ilerlediğini düşünsem de sonra bu düşüncemden vazgeçtim çünkü ortada intikam alınması gereken eski bir platonik vardı,melek değildim sonuçta.Kendimi onun siyah saçlarını karıştırırken hayal ettim,gece kesinlikle mükemmel olacaktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder