The queerest of the queer...Bu benim işte.
Hiç ucube gözükmesem de olur,ruhum yeterince ucube zaten.İçime kızıl saçlı bir fahişe kaçmış gibi görünüyor,ben de git gide ona daha çok yaklaşmaya çalışıyorum ya!
Tırnaklarım upuzun olmalı.Kilo vermeliyim,dapdar giyinmek için.Saçlarımı da düzleştiriyorum,kafamdaki görüntüye uyması için.Ama kızıl yerine mavi bana daha çok yakışır.Gözlerimi maskara ve göz kalemiyle de belerttim mi karşımda kimse duramaz.
O durur ama.Çünkü o 10 yaş büyük benden.Çünkü o buralı değil.Çünkü ben onun öğrencisiyim.Aramızda her zaman bir sınır olacak ve ben dünyanın en seksi kızı olsam da bu sınırı geçemeyeceğim.Evet ben bir kadın değilim.Ama bu abazan olmamam anlamına gelmemeli.Ne de olsa ergenim.Ergenler ne düşünür? Seks.Doğru yanıt sizin,500 milyarı siz kazandınız!
Şu günlerde aklıma hiç hikaye gelmiyor.Sürekli onu ve onu ilk gördüğüm yeri düşünüyorum.Ona takıldım.Evet,Dengesiz aşık oldu! Artık bu blogda sadece salya sümük ergen hikayeleri göreceksiniz! Ama yine de hayatımın en berbat haftalarından birini geçirdiğim için karamsarlık diz boyu o kadar hapa rağmen,hala şanslısınız.
Evet bu hafta berbattı,neden mi? Çünkü internet te uydu da tam zamanında bozuldu ve ev insanı Dengesiz sürekli dışarılarda sürttü,ayrıca annesinin parası olmadığı için rüyasında bile borç ödediğini görmeye başladı.Kaygılarına bir de kurstan atılma kaygısı eklendi.Kurstan atılsa zaten hayatı biter,platonik olduğu biricik sensei'sini göremez,odasının bir köşesinde ölür Dengesiz! Zaten tek bir hapım kaldı pfff...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder