28 Şubat 2013 Perşembe

MY Mad Fat Diary 1: DiscoGoth Diva is Coming

My Mad Fat Diary,İngiltere menşeili harika bir gençlik dizisi.En sevdiğim yanı ise baş kahramanın Rae isminde 160 kiloluk abaza ötesi bir genç kız olması.İkinci en sevdiğim yanı ise Rae Earl isminde birinin hakikaten yaşıyor ve bunları yaşamış olması! Bu bana ilham verdi çünkü akıl hastanesine kapatılmasam da ben de Rae kadar deliyim ve şişmanım ve abazayım.Eğer benim bir günlüğüm olsa neler yazardım acaba? Kim benim Archie'm? Rae ve ben kilo verebilecek miyiz?

Bu soruların cevaplarını sadece benim bulabileceğim bir günlüğüm zaten var.Buradaki amacım bu diziden aldığım keyfi ilhama çevirmek ve bir kaç ilham verici resimle beraber içimdeki parıltılı deliyi çıkartmak.

Şimdiye kadar hep melankolik yanımı gördünüz.İçimdeki drag queen kendimi çok az gösterdi.Eğer mutlu bir şekilde yazı yazıyorsam bilin ki onu içimdeki drag queen Nikki Twinkie yazmıştır.Ve bu da o yazılardan biri olacak çünkü ÇOK mutluyum.90 kiloyum ve az önce bir kalıp bitter çikolata götürdüm ama suçluluk duymuyorum.Mutluyum işte,dinlediğim tiyatral Japon rock'u beni sarhoş etti ve kendimi şu halde bir valste hayal etmeye başladım bile.Hala ergen olsam ve hala metal müzik dinlemeye devam etsem de şu sıralar Alcazar,Queer as Folk soundtrackleri ve bol bol Melodifestivalen tınıları beynimi işgal ediyor...aman herkesin dediği ''bu metalcilik dönemin,ben de metalika dinledim bol bol...ah pardon ben çük kadar boyumla kız düşürmeye çalıştığım için yaptım bunları'' söylevleri gerçeğe dönüşmesin! Gerçeğe dönüşeceğini de pek sanmıyorum çünkü metal ve rock,bana kişiliğimi kazandıran müzikler oldu.Her zaman karanlık bir tarafım olmuştur zaten.Ve şimdi aydınlık tarafımla bu tarafımı birleştirmek istiyorum.Saçlarım koyu mavi,giysilerim ise açık mor ve pembe olmalı.Kocaman decora botları giymeli,tüylü goth lolita şapkaları takmalı ve kanlı gurololi makyajı yapmalıyım sanki.Akordeoncu Kami'yi korkutmak istemem,diğer insanları da! Belki sadece siyah dudaklar,koyu mavi saçlar ve pembe bir tişört yeter.Makyaj,Nikki'nin olmazsa olmazı çünkü güzel bir yüz,onun(ve doğal olarak benim)imzası! Ne Japon kızlarının stili,ne de Camden Town gotiklerinin...bu benim stilim olacak!

Blogta hep değişimi işaret ettiğimi ancak değişimin bir türlü gelmediğini biliyorum.Ama bu sefer geldi.20 kiloyu bir anda vermekten söz etmiyorum.Giderek daha da mutlu olmaktan,karanlık melankoliyi tiyatral bir şekilde kaldırmaktan ve insanları,kilon kaç olursa olsun kendine hayran bırakmaktan sözediyorum.
En azından bunu yapabilirim.Yapamasam Nikki hiç var olmazdı zaten.

Ruh kısmını hallediyorum,bir tek yazın başlaması ve benim dış görünüş kısmını halletmem kaldı! Saçlar boyanacak,yüz de boyanacak tabii! Eğer baba bencil davranmayıp kızını tanımaya çalışırsa piercingler ve ba-da-boom! Va-va-voom! ''Depresyondan kurtuldum ben! Sizden korkmuyorum güzel insanlar! İçim hepinizden daha güzel,ve benim adım Nikki,çirkinlerin gidersiz,atarsız,şahdamarsız kraliçesi! Grell Sutcliff'in çirkin mi çirkin,berbat güzellikte eşi!''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

28 Şubat 2013 Perşembe

MY Mad Fat Diary 1: DiscoGoth Diva is Coming

My Mad Fat Diary,İngiltere menşeili harika bir gençlik dizisi.En sevdiğim yanı ise baş kahramanın Rae isminde 160 kiloluk abaza ötesi bir genç kız olması.İkinci en sevdiğim yanı ise Rae Earl isminde birinin hakikaten yaşıyor ve bunları yaşamış olması! Bu bana ilham verdi çünkü akıl hastanesine kapatılmasam da ben de Rae kadar deliyim ve şişmanım ve abazayım.Eğer benim bir günlüğüm olsa neler yazardım acaba? Kim benim Archie'm? Rae ve ben kilo verebilecek miyiz?

Bu soruların cevaplarını sadece benim bulabileceğim bir günlüğüm zaten var.Buradaki amacım bu diziden aldığım keyfi ilhama çevirmek ve bir kaç ilham verici resimle beraber içimdeki parıltılı deliyi çıkartmak.

Şimdiye kadar hep melankolik yanımı gördünüz.İçimdeki drag queen kendimi çok az gösterdi.Eğer mutlu bir şekilde yazı yazıyorsam bilin ki onu içimdeki drag queen Nikki Twinkie yazmıştır.Ve bu da o yazılardan biri olacak çünkü ÇOK mutluyum.90 kiloyum ve az önce bir kalıp bitter çikolata götürdüm ama suçluluk duymuyorum.Mutluyum işte,dinlediğim tiyatral Japon rock'u beni sarhoş etti ve kendimi şu halde bir valste hayal etmeye başladım bile.Hala ergen olsam ve hala metal müzik dinlemeye devam etsem de şu sıralar Alcazar,Queer as Folk soundtrackleri ve bol bol Melodifestivalen tınıları beynimi işgal ediyor...aman herkesin dediği ''bu metalcilik dönemin,ben de metalika dinledim bol bol...ah pardon ben çük kadar boyumla kız düşürmeye çalıştığım için yaptım bunları'' söylevleri gerçeğe dönüşmesin! Gerçeğe dönüşeceğini de pek sanmıyorum çünkü metal ve rock,bana kişiliğimi kazandıran müzikler oldu.Her zaman karanlık bir tarafım olmuştur zaten.Ve şimdi aydınlık tarafımla bu tarafımı birleştirmek istiyorum.Saçlarım koyu mavi,giysilerim ise açık mor ve pembe olmalı.Kocaman decora botları giymeli,tüylü goth lolita şapkaları takmalı ve kanlı gurololi makyajı yapmalıyım sanki.Akordeoncu Kami'yi korkutmak istemem,diğer insanları da! Belki sadece siyah dudaklar,koyu mavi saçlar ve pembe bir tişört yeter.Makyaj,Nikki'nin olmazsa olmazı çünkü güzel bir yüz,onun(ve doğal olarak benim)imzası! Ne Japon kızlarının stili,ne de Camden Town gotiklerinin...bu benim stilim olacak!

Blogta hep değişimi işaret ettiğimi ancak değişimin bir türlü gelmediğini biliyorum.Ama bu sefer geldi.20 kiloyu bir anda vermekten söz etmiyorum.Giderek daha da mutlu olmaktan,karanlık melankoliyi tiyatral bir şekilde kaldırmaktan ve insanları,kilon kaç olursa olsun kendine hayran bırakmaktan sözediyorum.
En azından bunu yapabilirim.Yapamasam Nikki hiç var olmazdı zaten.

Ruh kısmını hallediyorum,bir tek yazın başlaması ve benim dış görünüş kısmını halletmem kaldı! Saçlar boyanacak,yüz de boyanacak tabii! Eğer baba bencil davranmayıp kızını tanımaya çalışırsa piercingler ve ba-da-boom! Va-va-voom! ''Depresyondan kurtuldum ben! Sizden korkmuyorum güzel insanlar! İçim hepinizden daha güzel,ve benim adım Nikki,çirkinlerin gidersiz,atarsız,şahdamarsız kraliçesi! Grell Sutcliff'in çirkin mi çirkin,berbat güzellikte eşi!''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder