Yaz geldi.Saat akşamın sekizi olmasına rağmen hava hala kararmadı ve kuşlar ötüşüyor.Yazın bu yanını seviyorum.
İnsanı gevşetmesini,tatil moduna sokmasını,deniz ve güneş kokusunu en kurak,en bunaltıcı sokakta bile aldırmasını.
Saçma sapan pop şarkılarını adama sevdirmesini,bin kere dinletmesini.(tabii ki de serdar ortaç değil.)
İnsanı en doğal haline,çıplaklığa geri götürmeye çalışması.
Eğer bir gün Finlandiya'ya gidersem oranın en çok yazını sevecekmişim gibi duruyor,çünkü ben yazın bunaltıcılığını,nemliliğini,terletmesini sevmem(kim sever ki),orada da iklim gereği buralardaki nemli,bunaltıcı iğrenç öğlenler olmuyordur herhalde.
Ancak izlemiştim bir videoda,saat dokuza kadar süren akşamüstüleri var orada.Deniz kokusu da vardır eminim,bin göller ülkesi orası sonuçta.Zaten sevdiğim ülkeler hep denize yakın yerler oldu.Hollanda,Finlandiya,Japonya...Deniz çekiyor herhalde,ne de olsa denizin dibinde büyüdüm.Kuşadası da nemli ve bunaltıcı öğlenlere sahip,üstelik tekdüzeleşiyor giderek ama seviyorum orayı hala.İnsan büyüdüğü yer dünyanın götü olsa bile sever.Çünkü çocukken her şey büyüyle kaplanmıştır ve sen sadece tadını çıkarmaya bakarsın.Önemli olan oyun ve arkadaş olmasıdır,umurunda değildir bunalmak ya da üşümek.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
12 Haziran 2012 Salı
Olgunca Saçmalamaca
Yaz geldi.Saat akşamın sekizi olmasına rağmen hava hala kararmadı ve kuşlar ötüşüyor.Yazın bu yanını seviyorum.
İnsanı gevşetmesini,tatil moduna sokmasını,deniz ve güneş kokusunu en kurak,en bunaltıcı sokakta bile aldırmasını.
Saçma sapan pop şarkılarını adama sevdirmesini,bin kere dinletmesini.(tabii ki de serdar ortaç değil.)
İnsanı en doğal haline,çıplaklığa geri götürmeye çalışması.
Eğer bir gün Finlandiya'ya gidersem oranın en çok yazını sevecekmişim gibi duruyor,çünkü ben yazın bunaltıcılığını,nemliliğini,terletmesini sevmem(kim sever ki),orada da iklim gereği buralardaki nemli,bunaltıcı iğrenç öğlenler olmuyordur herhalde.
Ancak izlemiştim bir videoda,saat dokuza kadar süren akşamüstüleri var orada.Deniz kokusu da vardır eminim,bin göller ülkesi orası sonuçta.Zaten sevdiğim ülkeler hep denize yakın yerler oldu.Hollanda,Finlandiya,Japonya...Deniz çekiyor herhalde,ne de olsa denizin dibinde büyüdüm.Kuşadası da nemli ve bunaltıcı öğlenlere sahip,üstelik tekdüzeleşiyor giderek ama seviyorum orayı hala.İnsan büyüdüğü yer dünyanın götü olsa bile sever.Çünkü çocukken her şey büyüyle kaplanmıştır ve sen sadece tadını çıkarmaya bakarsın.Önemli olan oyun ve arkadaş olmasıdır,umurunda değildir bunalmak ya da üşümek.
İnsanı gevşetmesini,tatil moduna sokmasını,deniz ve güneş kokusunu en kurak,en bunaltıcı sokakta bile aldırmasını.
Saçma sapan pop şarkılarını adama sevdirmesini,bin kere dinletmesini.(tabii ki de serdar ortaç değil.)
İnsanı en doğal haline,çıplaklığa geri götürmeye çalışması.
Eğer bir gün Finlandiya'ya gidersem oranın en çok yazını sevecekmişim gibi duruyor,çünkü ben yazın bunaltıcılığını,nemliliğini,terletmesini sevmem(kim sever ki),orada da iklim gereği buralardaki nemli,bunaltıcı iğrenç öğlenler olmuyordur herhalde.
Ancak izlemiştim bir videoda,saat dokuza kadar süren akşamüstüleri var orada.Deniz kokusu da vardır eminim,bin göller ülkesi orası sonuçta.Zaten sevdiğim ülkeler hep denize yakın yerler oldu.Hollanda,Finlandiya,Japonya...Deniz çekiyor herhalde,ne de olsa denizin dibinde büyüdüm.Kuşadası da nemli ve bunaltıcı öğlenlere sahip,üstelik tekdüzeleşiyor giderek ama seviyorum orayı hala.İnsan büyüdüğü yer dünyanın götü olsa bile sever.Çünkü çocukken her şey büyüyle kaplanmıştır ve sen sadece tadını çıkarmaya bakarsın.Önemli olan oyun ve arkadaş olmasıdır,umurunda değildir bunalmak ya da üşümek.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder