21 Mayıs 2013 Salı

Lö Mim

Blog dünyasının olmazsa olmazı mimlerdir,tabii bir çevreniz varsa.Ben de çeşitli çevrelerden blog arkadaşları edinsem de aralarında en hareketli olanları tabii ki de anneler.Bloglarıyla ve çocuklarıyla haşır neşir olmayı pek seven,izlemesi keyifli (hele çocuklarla ilgiliyseniz pek keyifli) bu grubun parlayan yıldızlarını bir ara sizinle paylaşacağım sevgili okurlar (SESİ BOŞLUKTA YANKILANDI)

Neyse...Rüzgarlı Günler Ve Geceler'in yazarı sevimli Görkem Anne'den aldığım mimin konusu sıradan bir günü anlatmak.Bakın bakalım benim sıradan bir günüm nasıl geçiyor...

6.45'de sinir bozucu ötesi bir alarmla ''öfff,skym,beş dakika dahaaaa'' diyerek başlıyorum yeni güne.En fazla 10 dakika süren yatakta debelenmelerden sonra kalkıyorum,banyo,giyinme,saç baş toplama gibi etkinliklerden sonra evden otobüs durağına 10 dakikalık bir yürüyüş yapıyorum(arada pastaneye uğrayıp sabah kahvaltım olan kaşarlı poğaçayı alıyorum.).Bu yürüyüşten sonra açıyorum uyku şarkım olan Red Morning'i ve başlıyorum favori otobüsüm,okulumun tam yanından geçen 48'i beklemeye.Yarım saatlik yolculuğumu uyuyarak geçiriyorum.Saat 7.40 olduğunda okulda oluyorum,tören,müdür ve göbeği,konuşma,etek ve saçtan çekilenler derken 6 saat boyunca ders dinleme faslı başlıyor.Şanslıysam o gün 3 veya 2 dersi olan hoca gelmiyor,bana da boş derste sınıfın 5 erkeği(sınıfta sadece beş erkek var)+geri kalan kızlarla muhabbet etmek düşüyor.Yok eğer cenabet günümdeysem ve hoca geldiyse,mırın kırın etmeden de dersi dinliyorum.Yemek bulduysam yer,dayak bulduysam kaçar,bilgi bulduysam da okurum arkadaşım.

En geç 12.35'te okuldan çıkmış oluyoruz.Otobüsüme atlayıp gitmeden önce arkadaşım Aleyna'yı otobüsüne bırakıp,onun için BuKart(bizim oraların akbili) geçirmem gerekiyor.Son bir görevimi daha yerine getirdikten sonra ''free'' saatlerime yolculuk için oturduğum yer olan şehir merkezine yol alıyorum.Bu yolculuk şu sıralar pek sıcak,boğucu ve çileli.

Okul bittikten ve eve geldikten sonra başlasın nette sörf keyfi.O blog senin,şu feys benim,oley sevdiğim çocuk beni eklemiş,bir selamıma cevap bile yazmadı allahsız derken bir üç-dört saat geçiyor.Eh insanım tabii,sıkılıyorum.Günlerden salı veya perşembeyse yaşadım,yedide yüzmeye gidiyorum,gittiğim yüzme havuzu şehrin öbür ucunda olduğu için beş buçukta evden çıkıyorum bu da beni oyalıyor.Ancak geri kalan günlerden biriyse ya arkadaşlarıma musallat oluyorum ya da şehrin ezberlediğim noktalarında küçük yolculuklara çıkıp,o yolculuklarda tanıştığım tiplere musallat oluyorum.Muhabbet iyiyse saat beşten sekize kadar kaldığım oluyor.Sonra dosdoğru eve yollanıyorum tabii,liseli kızın ennnnn geç dokuzda evde olması lazım(Ananemin esnetilmiş bir atasözü).Biraz daha nete bakındıktan sonra en geç onbirde yatıyorum.

İşte benim son derece sıradan ve sıkıcı bir günüm.Eğer buna yorum yapan herhangi biri olursa,o da mimlenmiş ve hayatından bir günü anlatacak demektir!

4 yorum:

  1. Ah be yavrucum, n'aparsın bizim kakalı, tribal kocalı, desperate housewife dünyamızda? Yol yakınken geri dön evladım, ben onları oyalarım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok eğlenceli ve huzurlu geliyor bana sizin undesperate housewife dünyalarınız :D

      Sil
  2. Bayıldım bu yazıya! Gerçekten kendş başına şehri gezip, insanlarla tanışıp, muhabbete mı oturuyorsun? Benşm olamayacağımminsan modeli, kıskandım :)

    YanıtlaSil
  3. Evet,kıskanmayın yahu girişkenliğin dayak yeme,rezil olma gibi yan etkileri de var :D

    YanıtlaSil

21 Mayıs 2013 Salı

Lö Mim

Blog dünyasının olmazsa olmazı mimlerdir,tabii bir çevreniz varsa.Ben de çeşitli çevrelerden blog arkadaşları edinsem de aralarında en hareketli olanları tabii ki de anneler.Bloglarıyla ve çocuklarıyla haşır neşir olmayı pek seven,izlemesi keyifli (hele çocuklarla ilgiliyseniz pek keyifli) bu grubun parlayan yıldızlarını bir ara sizinle paylaşacağım sevgili okurlar (SESİ BOŞLUKTA YANKILANDI)

Neyse...Rüzgarlı Günler Ve Geceler'in yazarı sevimli Görkem Anne'den aldığım mimin konusu sıradan bir günü anlatmak.Bakın bakalım benim sıradan bir günüm nasıl geçiyor...

6.45'de sinir bozucu ötesi bir alarmla ''öfff,skym,beş dakika dahaaaa'' diyerek başlıyorum yeni güne.En fazla 10 dakika süren yatakta debelenmelerden sonra kalkıyorum,banyo,giyinme,saç baş toplama gibi etkinliklerden sonra evden otobüs durağına 10 dakikalık bir yürüyüş yapıyorum(arada pastaneye uğrayıp sabah kahvaltım olan kaşarlı poğaçayı alıyorum.).Bu yürüyüşten sonra açıyorum uyku şarkım olan Red Morning'i ve başlıyorum favori otobüsüm,okulumun tam yanından geçen 48'i beklemeye.Yarım saatlik yolculuğumu uyuyarak geçiriyorum.Saat 7.40 olduğunda okulda oluyorum,tören,müdür ve göbeği,konuşma,etek ve saçtan çekilenler derken 6 saat boyunca ders dinleme faslı başlıyor.Şanslıysam o gün 3 veya 2 dersi olan hoca gelmiyor,bana da boş derste sınıfın 5 erkeği(sınıfta sadece beş erkek var)+geri kalan kızlarla muhabbet etmek düşüyor.Yok eğer cenabet günümdeysem ve hoca geldiyse,mırın kırın etmeden de dersi dinliyorum.Yemek bulduysam yer,dayak bulduysam kaçar,bilgi bulduysam da okurum arkadaşım.

En geç 12.35'te okuldan çıkmış oluyoruz.Otobüsüme atlayıp gitmeden önce arkadaşım Aleyna'yı otobüsüne bırakıp,onun için BuKart(bizim oraların akbili) geçirmem gerekiyor.Son bir görevimi daha yerine getirdikten sonra ''free'' saatlerime yolculuk için oturduğum yer olan şehir merkezine yol alıyorum.Bu yolculuk şu sıralar pek sıcak,boğucu ve çileli.

Okul bittikten ve eve geldikten sonra başlasın nette sörf keyfi.O blog senin,şu feys benim,oley sevdiğim çocuk beni eklemiş,bir selamıma cevap bile yazmadı allahsız derken bir üç-dört saat geçiyor.Eh insanım tabii,sıkılıyorum.Günlerden salı veya perşembeyse yaşadım,yedide yüzmeye gidiyorum,gittiğim yüzme havuzu şehrin öbür ucunda olduğu için beş buçukta evden çıkıyorum bu da beni oyalıyor.Ancak geri kalan günlerden biriyse ya arkadaşlarıma musallat oluyorum ya da şehrin ezberlediğim noktalarında küçük yolculuklara çıkıp,o yolculuklarda tanıştığım tiplere musallat oluyorum.Muhabbet iyiyse saat beşten sekize kadar kaldığım oluyor.Sonra dosdoğru eve yollanıyorum tabii,liseli kızın ennnnn geç dokuzda evde olması lazım(Ananemin esnetilmiş bir atasözü).Biraz daha nete bakındıktan sonra en geç onbirde yatıyorum.

İşte benim son derece sıradan ve sıkıcı bir günüm.Eğer buna yorum yapan herhangi biri olursa,o da mimlenmiş ve hayatından bir günü anlatacak demektir!

4 yorum:

  1. Ah be yavrucum, n'aparsın bizim kakalı, tribal kocalı, desperate housewife dünyamızda? Yol yakınken geri dön evladım, ben onları oyalarım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok eğlenceli ve huzurlu geliyor bana sizin undesperate housewife dünyalarınız :D

      Sil
  2. Bayıldım bu yazıya! Gerçekten kendş başına şehri gezip, insanlarla tanışıp, muhabbete mı oturuyorsun? Benşm olamayacağımminsan modeli, kıskandım :)

    YanıtlaSil
  3. Evet,kıskanmayın yahu girişkenliğin dayak yeme,rezil olma gibi yan etkileri de var :D

    YanıtlaSil